Yaklaşık 10 yıl evvel gittiğimiz Daşlık Rum Evlek köyünde Eczacı Turhan Göksel’in fıstıklığına dün tekrar gittik.

Niyetimiz, dünyanın en lezzetli fıstığının yetiştiği bu köydeki fıstıktan bir miktar satın almak ve resim çekmekti!

Turhan Bey artık İstanbul’da oturuyor, fıstığını kendisi toplamıyor, kabalcıya veriyor.

Köyün ismi, şekli şemali değiştiği için çok zor bulduk. Kimsenin  böyle bir köyün varlığından haberi bile yoktu!

Yolu tam hatırlayamadığımız için sora sora eski adı ile Güreniz’e kadar gittik. Sonra bir kahvehaneye girerek, bazı yaşlı köylülerin evlerine telefon açtırıp ancak öyle bulduk. Eskiler biliyor!

Gördüğümüz manzara karşısında burulduk!

Fıstık bahçesinin içinden demiryolu geçiyor, onun yanında da yarım asfalt, delik deşik bir karayolu...

Toz pislik içinde kalmış ağaçlardan fıstık toplanıyor. 10 sene önce Turhan Göksel’in bizi ziyafetle ağırladığı o güzel bahçe gözümün önüne gelince kahroldum!

Bize mihmandarlık eden kabalcı, artık bu yörenin fıstığında eski lezzetin kalmadığını, hatta Barak fıstığından 3-5 lira daha ucuza satıldığını söyledi.

“Bakın şöyle etrafınıza! Arabaların egzoz dumanı, ziftin toprağın kompozisyonunu bozması, hemen ileride gördüğünüz toplu konutlar bu yörenin lezzetli fıstığını berbat etti. Zaten 5-10 seneye kalmaz, imara girdiği için buralar toplu konut olur!”

Yakın bir gelecekte Barak’tan başka bir yerde Antep fıstığını bulmak zor olacak!

Antep’te fıstık ağacı sayısı sürekli gerilerken Urfa’da artıyor. Sahip oldukları 19 milyon ağaçla Türkiye'nin toplam fıstık üretiminin yüzde 57'sinin Şanlıurfa'da yetiştiğini iddia ediyorlar!

Öyle veya böyle! Şunu bilerek söylüyorum, Urfalılar bu işe bizden kat ve kat daha çok önem ve emek veriyor, özen gösteriyorlar.

Antepli tarımı unuttu, aklı sanayicilikte!
Birecik Belediye Başkanı Av. Faruk Pınarbaşı fıstık konusunda çok iddialı. Güzel ve olumlu şeyler söylüyor. İşte şöyledikleri…

“Kentin ekonomisinde önemli bir yere sahip olan fıstığın hak ettiği değeri görebilmesi için tanıtım atağı başlattık Burada yaşayan insanların büyük çoğunluğu ekmeğini fıstıktan kazanıyor. Ancak, maalesef fıstık hak ettiği değeri göremiyor. Fıstık üreticisi devlet desteklerinden yararlanamıyor. Fıstık üreticisinin sorunu, tüm Bireciklilerin sorunu. Dolayısıyla bizim de sorunumuz. 'Söz uçar, yazı kalır' düşüncesiyle, bir yandan fıstığın Urfa fıstığı olarak markalaşmasına katkı sunmak, diğer yandan sorunlarını ve üreticinin beklentilerini bütün Türkiye’ye duyurmak için “Bir Şanlıurfa Fıstığı Masalı” diye bir kitap hazırladık…”

Bize ciddi rakip geldi!

Biz birbirimize giriyor, güzel hazırlanan bir festivalin lüzumsuz dedikodusunu yaparken bakın bir ilçe belediye başkanı olan Faruk Pınarbaşı, ‘Şanlıurfamız’ dediği kent için ne kadar olumlu ve gururlu konuşuyor.

"Balıklıgöl'ü, insanlık tarihini yeniden yazan Göbeklitepe kalıntıları, Sabır Makamı ve daha birçok tarihi değere sahip olan Şanlıurfamız aynı zamanda bir gastronomi kenti. Çiğköftesi, isotu, lahmacunu, patlıcanlı kebabı, ciğeri ve Urfa ekşilisi gibi lezzet harikası mutfağı ile değerine değer katan Şanlıurfa, Türkiye'nin toplam fıstık üretiminin de yarıdan fazlasını karşılıyor. Ancak, bugüne kadar adı Antep gibi fıstığı ile hiç anılmadı. Neden? Çünkü birçok değerimize olduğu gibi fıstığa da sahip çıkılmadı bugüne kadar..."

Pınarbaşı söylememiş ama ben ekleyeyim, Urfa Müzesi bizim Zeugma Müzesi’ne fark atacak kadar güzel. Mimarisi ve donanımı, hemen herkes tarafından daha çok beğeniliyor.